NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ أَبِي
بَكْرِ بْنِ
نَافِعٍ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَمَرَ بِإِحْفَاءِ
الشَّوَارِبِ
وَإِعْفَاءِ
اللِّحَى
Abdullah b. Ömer (r.a);
şöyle demiştir:
Rasûhıllah (s.a.v.)
bıyıkları kazıyıp sakalları olduğu hâl üzere bırakmayı (uzatmayı) emretti.
İzah:
Müslim, Taharat;
Tirmizî. Edeb: Nesai Zinet
Tirmizî bu Hâdis-i
şerifi için "basen sahih" demiştir Tirmizî'nin bildirdiğine göre
senetle yer alan Ebu Bekir b. Nâfi, İbn Ömer'in azatlısıdır.
Hâdis-i şerifte,
bıyıkları kısaltma mânâsını ifade eden tabir, ... şeklinde varid olmuştur,
"ihfa".................iyice kısaltmakta aşırı gitmek yani dipten
kesmek nıanasındadir. Bu kelime tamamen kazıma mânâsını da ifade eder.
Hadisteki bu ifâde,
sünnete uygun olanın bıyığı kökten kazımak olduğunu söyleyenlerin görünüşü
takviye etmekledir.Ancak ulemanın çoğunluğu değişik görüşteler. İmam Maük:
"Bıyıkları kazımak musledir" demiş ve hadisteki kısaltmaktan
maksadın, dudağın üzerine uzayanı almak olduğunu söylemiştir.
Tahavî, İmam Şafii'den
bu konuda bir rivayet gelmediğini, ama Şafiî'nin ashabından Müzeni ve Rabî'nin bıyıklarını
iyice kısalttıklarını, bunun da İmam Şafii'den duydukları ile amel ettikleri
izlenimini verdiğini söyler.
Eşkarda "Ahmet b.
Hanbel'in bıyıklarını iyice kısaltmış vaziyetle gördüm" der.
Bazı alimler bıyığı
iyice kısaltmayı emreden hadislerle, dudaklar görünecek şekilde uçlarından
almaya delâlet eden hadislerin arasını şöyle telif ederler. "Bıyıklar
uçlarından alınarak kısaltılır, etrafı ise kazınır."
Hadis-i şerifin ikinci
bölümünde sakalı uzatmayı teşvik etmektedir. Aslında "....................îfa"
sakalı kesmeden, uzaması için kendi haline bırakmak manasınadır. Ancak, Hz.
Nebiin sakalından, kabzasından fazlasını aldığını bildiren rivayetler göz önüne
alınırsa maksadın, sakalı hiç kesmeden bırakmak değil, uzatmak olduğu
anlaşılır. Sakalı uzatma konusunda malûmat, birinci cilt, 103. sahifede
geçmiştir. Burada şuna işaret etmek istiyoruz; asrımızdaki bazı alimler, sakal
uzatma ve bıyığı kısaltmanın Hz. Nebi (s.a.v.)'in şer'i bir sünneti (sünneti
hüdâ) değil, yemesi içmesi, yürümesi gibi yaşantısına bağlı bir adeti (sünnet-i
zevâid-den) olduğunu söylerler.
Muhammed Ebu Zehra da
bu görüşte olanlardandır.[Muhammed Ebu Zehra Usulü’l - Fıkh 39.] Bu görüş sahiplerine
göre sırf Hz. Nebi (s.a.v.) sakal bıraktığı için sakal bırakan kişi sevap
kazanır, karşılığını görür, Sakallarını kesenler ise günah işlemiş sayılmazlar.
Selef ulemamızın sakal
konusundaki görüşleri yukarıda işaret edilen yerde naklettik. Aynı şeyleri
burada tekrarı zaid görüyoruz.