SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TERECCÜL BAHSİ

<< 4199 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ نَافِعٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَمَرَ بِإِحْفَاءِ الشَّوَارِبِ وَإِعْفَاءِ اللِّحَى

 

Abdullah b. Ömer (r.a); şöyle demiştir:

 

Rasûhıllah (s.a.v.) bıyıkları kazıyıp sakalları olduğu hâl üzere bırakmayı (uzatmayı) emretti.

 

 

İzah:

Müslim, Taharat; Tirmizî. Edeb: Nesai Zinet

 

Tirmizî bu Hâdis-i şerifi için "basen sahih" demiştir Tirmizî'nin bildirdiğine göre senetle yer alan Ebu Bekir b. Nâfi, İbn Ömer'in azatlısıdır.

 

Hâdis-i şerifte, bıyıkları kısaltma mânâsını ifade eden tabir, ... şeklinde varid olmuştur, "ihfa".................iyice kısaltmakta aşırı gitmek yani dipten kesmek nıanasındadir. Bu kelime tamamen kazıma mânâsını da ifade eder.

 

Hadisteki bu ifâde, sünnete uygun olanın bıyığı kökten kazımak olduğunu söyleyenlerin görünüşü takviye etmekledir.Ancak ulemanın çoğunluğu değişik görüşteler. İmam Maük: "Bıyıkları kazımak musledir" demiş ve hadisteki kısaltmaktan maksadın, dudağın üzerine uzayanı almak olduğunu söylemiştir.

 

Tahavî, İmam Şafii'den bu konuda bir rivayet gelmediğini, ama Şafiî'nin ashabından Müzeni ve Rabî'nin bıyıklarını iyice kısalttıklarını, bunun da İmam Şafii'den duydukları ile amel ettikleri izlenimini verdiğini söyler.

 

Eşkarda "Ahmet b. Hanbel'in bıyıklarını iyice kısaltmış vaziyetle gördüm" der.

 

Bazı alimler bıyığı iyice kısaltmayı emreden hadislerle, dudaklar görü­necek şekilde uçlarından almaya delâlet eden hadislerin arasını şöyle telif ederler. "Bıyıklar uçlarından alınarak kısaltılır, etrafı ise kazınır."

 

Hadis-i şerifin ikinci bölümünde sakalı uzatmayı teşvik etmektedir. Aslında "....................îfa" sakalı kesmeden, uzaması için kendi haline bı­rakmak manasınadır. Ancak, Hz. Nebiin sakalından, kabzasından fazlasını aldığını bildiren rivayetler göz önüne alınırsa maksadın, sakalı hiç kesmeden bırakmak değil, uzatmak olduğu anlaşılır. Sakalı uzatma konusunda malûmat, birinci cilt, 103. sahifede geçmiştir. Burada şuna işa­ret etmek istiyoruz; asrımızdaki bazı alimler, sakal uzatma ve bıyığı kı­saltmanın Hz. Nebi (s.a.v.)'in şer'i bir sünneti (sünneti hüdâ) değil, yemesi içmesi, yürümesi gibi yaşantısına bağlı bir adeti (sünnet-i zevâid-den) olduğunu söylerler.

 

Muhammed Ebu Zehra da bu görüşte olanlardandır.[Muhammed Ebu Zehra Usulü’l - Fıkh 39.] Bu görüş sahip­lerine göre sırf Hz. Nebi (s.a.v.) sakal bıraktığı için sakal bırakan kişi sevap kazanır, karşılığını görür, Sakallarını kesenler ise günah işlemiş sa­yılmazlar.

 

Selef ulemamızın sakal konusundaki görüşleri yukarıda işaret edilen yerde naklettik. Aynı şeyleri burada tekrarı zaid görüyoruz.